Protona, dünyanın en küçük kayıt cihazı Minifon Mi-51’i piyasaya sürdüğü 1951’de dünyayı şok eden küçük bir Alman şirketiydi. Cihaz bir cekete veya çantaya sığacak kadar küçüktü. Bakalit kasada sadece 0,05 mm çapında bir nikel krom tel vardı ve iki AA pil ile dört saate kadar kayıt yapabiliyordu. Tel makarasının genişliği sadece 4,5mm idi. Açıldığında, telin uzunluğu yaklaşık iki mil ölçülürdü. Metal telin neredeyse yok edilemez ve silinmesi imkansız olduğu kanıtlandı; Gerçekten de, uçak uçuş kaydedicisini icat eden adam onun tasarımını bir Protona Minifon’a dayandırdı.
Dört yıl sonra Protona daha küçük bir kayıt cihazı olan P55 ile çıkarttı. Gelecek beş yıl boyunca şirketin en popüler ürünü olacaktı. Protona bu yeni ürünle birlikte bir dizi yeni aksesuarı sundu bunlar; bir mikrofon, kontrol mekanizması ve araba adaptörüydü.
Bunların yanı sıra P55 yanında gelen en önemli parça bir kronograf kol saatiydi. Dışarıdan bakıldığında üzerinde bulunan takometre ve saniye göstergeleri ile donanımlı, altın akrep ve yelkovan kollarıyla şık bir saat izlenimi veriyordu. Görünmeyen kısım, içinde bulunan mikrofon ile bir kayıt cihazına bağlanarak etraftaki seslerin kayıt edilmesini sağlıyordu. Bu saatler özel olarak birbirinden farklı yapılarda yapılmıştı. O dönemin günlük saatleri ile aynı çizgileri taşıyan saatler başkaları tarafından fark edilmemesi adına tasarımları hatta marka işaretleri bile birbirlerinden farklıydı.
Kasadaki mikrofon donanımı harikulade bir şekilde gizlenmişti. Kasanın arka iç kısımdaki mikrofonun ses almasını sağlamak için saatin kenarları delikli yapılmıştı. Kayıt için P55’e gerek duyuyordu, bu sebeple saat ile cihazı bağlamak için sol tarafta bağlantı kablosunun takıldığı bir delik bulunuyordu. Kayıt yapılacağı zaman kabloların görünmemesi için yalnızca sol kola takılması gerekiyordu. Mikrofon oldukça hassas yapıda üretildiği için saat kolunuzda takılıyken kıyafetinizi fırçalamayın diye uyarıda bulunuluyordu.
Bu kadar detaylı bir şekilde yapılan mikrofon sistemi saatin sadece bir görüntüden ibaret olmasını sağlamıştı saat esasında çalışmıyordu sadece mikrofon görevi görmekteydi. Amacı farklı olduğu için saate ihtiyacın olmayacağı düşünülmüştü. Bu sebeple göstergeler belli bir saatte sabit olarak kalıyordu.
Protona 1967’de casus cihazları işinden çıksa da dünya çapında casus ajansları mikrofon saatlerini yıllardır kullanmaya devam ediyor. Berlin Duvarı’nın her iki tarafındaki Alman ajanları da bu saatleri kullandı. Bu olayların en büyük kanıtı olarak Sovyet savaş casusu Vladimir Petro hakkında yapılan Petrov Affair adlı filmdir.
Proton kiti ucuz değildi. 50’li yılların ortalarında 350 dolar fiyatla satılıyordu. Şu an için düşük gözüken 350 dolar günümüze çevrildiğinde yaklaşık 1.700 dolara denk gelmektedir. Günümüzde genel olarak müzelerde, büyük koleksiyoncularda veya müzayedelerde görebildiğimiz bu casus donanımı kim bilir belki de o dönem ünlü James Bond filmlerine de esin kaynağı olmuştur.